2023 yılı itibarıyla Türkiye, kayısı üretiminde dünya genelinde en büyük paya sahip ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Ancak, bu yıl yaşanan dondurucu soğuklar, kayısı üreticilerini zor bir duruma soktu. Özellikle Malatya ve çevresindeki bölgelerde meydana gelen düşük sıcaklıklar, henüz çiçek açmamış kayısı ağaçlarını olumsuz etkiledi. Üreticiler, bu iklim koşullarının getirdiği ciddi risklerle karşı karşıya. Dondurucu soğukların kayısı rekoltesini düşürmesi, bölgenin ekonomisi üzerinde büyük sıkıntılar yaratabilir. Bu durum hem yerel üreticileri hem de tüketicileri tedirgin ediyor.
Dondurucu soğuk havalar, kayısı ağaçlarının çiçeklenme dönemi açısından kritik bir dönemdir. Ocak ve Şubat aylarında yaşanan anormal soğuklar, birçok kayısı bahçesinde don olaylarına yol açtı. Özellikle Malatya, Elazığ ve Nevşehir gibi illerde kayısı ağaçlarının çiçek açma dönemine girmesiyle birlikte, bu dondurucu hava koşulları tehlike çanlarını çaldı. Üreticilerin söylediklerine göre, bazı bahçelerde meyve oluşumunun tabiri caizse yok denecek kadar az olduğunu ifade ettiler. Kayısılar, genellikle Şubat ayının sonlarına doğru çiçek açmaya başlar. Ancak bu yılki düşük sıcaklıklar, bu sürecin aksamalarına ve kayısı veriminde büyük azalmaya neden olmuştur. Kısacası, bu durum yeni sezonda kayısı fiyatlarının artabileceği anlamına geliyor.
Kayısı üreticileri, yaşanan bu dondurucu soğuklar karşısında nasıl bir yol izleyeceklerini düşünüyor. Çiftçilerin, öncelikle tespit edilmeleri gereken birkaç temel strateji bulunmaktadır. Öncelikle, bahçelerde iklim değişikliğine uyum sağlayabilecek yeni çeşit kayısı ağaçlarının dikimi değerlendirilebilir. Her ne kadar eski çeşitler fabrikalarda hala favori olarak kullanılsa da, bazı yeni türler don olaylarına karşı daha dayanıklıdır ve bu çeşitlerin kullanılması gerekebilir. İkincisi, bahçelerin korunması adına çeşitli sıcaklık artırıcı önlemler alınabilir. Özellikle sera veya kapalı alanlar kullanarak iklim kontrolü sağlamak üreticilerin işine yarayabilir.
Son olarak, bu tür hava şartlarına karşı sigorta yaptırmak da agronomların önerdiği bir başka önemli adım olarak öne çıkıyor. Kentte yaşanan son olaylar, iklim şartlarının değişmesine bağlı olarak bu tür önlemlerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Üreticilerin yaşanan bu olayla ilgili bilgi sahibi olması, tedbir alması ve alternatif önlemler geliştirmesi gerekmektedir.
Kısacası, kayısı üretimi hayatlarının büyük bir parçasını oluşturan çiftçiler için dondurucu soğuklar ciddi bir tehdit oluşturuyor. Hem yerel hem de ulusal düzeyde uygulanan destekleme politikalarının artırılması, üreticilerin bu tür doğa olaylarından daha az etkilenmelerine yardımcı olabilir. Diğer yandan, yerel tüketicilerin de kayısıya olan talebinin ne yönde değişeceği merak konusu. Geçtiğimiz yıl, Türkiye’nin kayısı ihracatında ciddi bir artış yaşanmıştı ancak bu yılla birlikte yaşanan bu olumsuz hava koşulları, ihracat rakamlarını da olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, üreticilerin kayısıda yeniden bir yapılandırmaya gitmeleri, hem kayısının kalitesini artıracak hem de ekonomik sürdürülebilirliği destekleyecektir.
Sonuç olarak, dondurucu soğukların kayısı üretimi üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler, bu yıl gıda güvenliği ve tarım ekonomisi açısından önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor. Kayısı üretiminde sürekliliğin sağlanabilmesi için sürdürülebilir tarım yöntemlerine yönelmek, aile geçim ekonomisi için hayati bir önem taşıyor. Bu konuda gereken desteklerin sağlanması ise yerel yönetimlerin ve tarım bakanlığının sorumluluğunda. Kayısı bahçelerinin kurtarılması, her şeyden önce çiftçilerin gelecekleri adına hayati bir öneme sahip.