El Salvador’un yüksek suç oranları, devam eden yoksulluk ve siyasi istikrarsızlık, uluslararası göçü zorlayan başlıca etkenler arasında yer alıyor. Bu koşullar altında, birçok El Salvadorlu göçmen, daha iyi bir hayat umuduyla Amerika Birleşik Devletleri’ne ulaşmaya çalışıyor. Fakat bu yolculuk, çoğu zaman ölümcül sonuçlar doğuruyor. El Salvador hükümeti, ABD’yi bu sorunların yeniden ele alınmasında sorumlu tuttu ve göçmen krizinin "cehennem" gibi bir durum doğurduğuna dikkat çekti. Bu açıklamalar, iki ülke arasında göçmen politikalarına dair yoğun tartışmaların yeniden alevlenmesine neden oldu.
El Salvador, 2010'lu yıllarda şiddet ve suç oranlarının artışı ile uluslararası kamuoyunun dikkatini çekti. Ülkedeki MS-13 ve Barrio 18 gibi çetelerin etkinliği, gençleri zorla silah altına almakta ve başta ABD olmak üzere diğer ülkelere göçü tetiklemekte. Hükümet, psikolojik ve ekonomik baskıları tespit ederek, gençleri korumak ve onlara iş fırsatları sunma sözü verilse de, bu adımlar genellikle yetersiz kalıyor. El Salvador'dan kaçış yolları, yalnızca bu yüzyıl değil, önceki yüzyılda da süregelmiştir. Ancak, mevcut koşulların yarattığı kriz, şimdi önceki dönemlerden çok daha karmaşık bir yapıya sahip.
El Salvador hükümeti, bu durumun temel nedeninin yoksulluk ve korku olduğunu savunarak, bu sorunların çözümünde ABD’nin daha etkin bir rol oynaması gerektiğini belirtiyor. Dışişleri Bakanı, "Cehennemde yaşamak zorunda kalan binlerce insan var ve onları kurtarmak, bizim değil, Amerika'nın sorumluluğunda," diyerek, yüzyıllardır süregelen bu karmaşık ilişkide ABD'nin daha samimi bir yaklaşım benimsemesi çağrısında bulundu. Bu açıklamalar, El Salvador’un bulunduğu konumun, ABD ile olan ilişkilerinde nasıl bir etkiye sahip olacağına yönelik önemli tartışmalara kapı aralıyor.
El Salvador'dan yola çıkan göçmenler, sıkça karşılaştıkları zorluklar nedeniyle büyük kayıplar veriyor. Çetelerin tehditleri, yetersiz yaşam koşulları ve yolsuzluk gibi nedenlerle çok sayıda insan hayatını riske atarak ABD'ye ulaşmaya çalışıyor. Güney Amerika'nın çeşitli bölgeleri boyunca oluşan organize suç ağları, göçmenlerin daha da zor durumda kalmasına neden oluyor. Bunun yanı sıra, yolculuk sırasında trời gözde yaşanan tehlikeler de büyük bir endişe kaynağı. Rüzgarlı ve kış şartlarında, çöl alanlarından ve tehlikeli geçişlerden geçmek zorunda kalan bu insanlar, yaşamlarını sürdürmek için her şeyi göze alıyor.
Birçok göçmen, yaşadıkları travmaları hem zihinlerinde hem de bedenlerinde taşımak zorunda kalıyor. Bunun sonucunda, birçok insan uygulanan politikaların etkisi dolayısıyla geri dönmek yerine, hayatlarını kaybetmeyi tercih ediyor. El Salvador hükümeti, bu konuyla ilgili daha fazla farkındalık oluşturmak ve uluslararası toplumu bu vahim duruma dikkat çekmek üzere çeşitli kampanyalar başlatmayı planlıyor. Ancak, uluslararası destek gelmediği sürece, bu kampanyaların ne kadar etkili olacağı belirsizliğini koruyor. Her şeyden önce, ABD ve El Salvador arasındaki ilişkilerin korunabilmesi için, göç politikasının düzenlenmesi, sadeleştirilmesi ve göçmenlerin korunmasını güçlendiren önlemlerin alınması gerekmekte.
El Salvador'un ABD’ye yönelik bu sert mesajları, yalnızca iki ülke arasındaki ilişkileri etkilemekle kalmayacaktır. Aynı zamanda, diğer Latin Amerika ülkeleri için bir örnek teşkil edebilir ve göçmen sorununun ele alınmasında daha aktif çözümler üretilmesine katkıda bulunabilir. Sonuç olarak, El Salvador’un "Cehennemdeki" göçmenleri tanımlaması, acil bir çağrıyı temsil ediyor. Uluslararası iş birliğinin, sadece göçmenlerin korunması değil, aynı zamanda bu krizlerin önüne geçmek için de gerekli olduğu anlaşılmakta. Önümüzdeki süreçte, El Salvador ve ABD arasında uzlaşının sağlanabilmesi için daha fazla diyalog ve iş birliğine ihtiyaç duyulmakta.