İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Bilim Kurulu, yaptığı son değerlendirmelerle İstanbul'un deprem riski konusunda kritik bir uyarıda bulundu. Kurul tarafından hazırlanan rapor, İstanbul'da mevcut olan yapıların dayanıklılığı ile birlikte olası bir deprem senaryosunun şehir üzerindeki etkilerini gözler önüne serdi. Uzmanlar, İstanbul'un deprem tehlikesinin ortadan kalkmadığını vurgulayarak, kentte yaşayanların bu sorun hakkında bilinçlenmesi gerektiğini ifade ediyor.
İstanbul, tarihi boyunca birçok deprem yaşamış bir şehir. Tarih kaynakları, şehrin kuruluşundan itibaren sarsıntılarla karşı karşıya kaldığını ve bu durumun kentin mimarisini şekillendirdiğini gösteriyor. Özellikle 1509'daki 'Küçük Kıyamet' olarak adlandırılan deprem, şehrin büyük bir kısmını etkileyerek önemli kayıplara yol açmıştır. O tarihten sonra İstanbul'da meydana gelen depremler, yapıların inşasında daha dikkatli olunmasını sağlamıştır. Ancak günümüzde hala yeterli önlemlerin alınmadığı, mevcut yapılar ile birlikte yeni inşaatların risk taşıdığı belirtiliyor.
İBB Bilim Kurulu'ndan gelen verilere göre, İstanbul'un zemin yapısı, iklim koşulları ve mevcut yapı stokunun durumu, depreme karşı duyarlılığı artırıyor. Özellikle eski ve dayanıksız yapılar, bir deprem durumunda büyük hasarlara neden olabilecek potansiyele sahip. Uzmanlar, bu binaların acilen yenilenmesi ve güçlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Ayrıca, yeni inşaatların da depreme dayanıklı malzemeler kullanılarak yapılması büyük önem taşıyor. İBB'nin bu konuda yürüttüğü çalışmalar, depreme dayanıklı yapıların inşa edilmesini teşvik ediyor, ancak bu çabaların devamlılığı ve halkın bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
Bilim Kurulu, İstanbul'da yaşayanların deprem anında nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda da uyarılarda bulundu. Özellikle deprem öncesi, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenlerin bilinmesi, can kaybı ve yaralanmaların önüne geçilmesi açısından kritik önem taşıyor. Yerel yönetimlerin de bu konudaki eğitim ve bilgilendirme çalışmalarını artırması gerektiği vurgulanıyor. Uzmanlar, kamusal alanlarda düzenlenecek tatbikatların ve bilgilendirme seminerlerinin, toplumun deprem konusundaki farkındalığını artıracağını belirtiyor.
İBB Bilim Kurulu'nun raporu, aynı zamanda noktalar halinde çeşitli önlemler de sunuyor. Bunlar arasında, binaların denetim süreçlerinin sıkılaştırılması, toplu taşıma sistemlerinin ve acil durum planlarının gözden geçirilmesi yer alıyor. Ayrıca, şehirde deprem toplanma alanlarının belirlenmesi ve bu alanların halk tarafından bilinir hale getirilmesi gerektiği de ifade ediliyor.
Sonuç olarak, İstanbul için deprem riski, bugünkü şartlar altında ciddi bir tehdit olmaya devam ediyor. İBB Bilim Kurulu'nun raporu, toplumu bilinçlendirmeyi ve yetkilileri harekete geçirmeyi amaçlayan önemli bir kaynak niteliği taşıyor. İstanbul'un geleceği için herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi ve bu konuda duyarlı olması gerektiği unutulmamalıdır. Unutulmasın ki, önlem almak her zaman akıllıca bir yatırımdır.