Türkiye’nin güneydoğusunda yer alan Şırnak, son derece sıradan ve sakin bir köy hayatı sunmasına rağmen, bu sıradan yaşamdan vazgeçerek macera dolu bir hayata atılan Ali ve Fatma Yıldız çifti, hayallerinin peşinden koşarak 16 yıl boyunca 6 kıtada 40 ülkeyi gezmenin keyfini çıkardılar. Ancak bu gezilerin masraflarını karşılamak için bir yöntem geliştirdiler: inekleri! Gezi masraflarını karşılamak için süt ve süt ürünleri yetiştiriciliği yapan çift, bu sayede sadece kendilerini değil, aynı zamanda hayvanlarını da yurt dışına çıkararak keşifler yapma fırsatı buldu.
Ali ve Fatma Yıldız, köy hayatını severek yaşarken, aslında içlerinde bir macera tutkusu taşıyorlardı. Uzun zamandır hayalini kurdukları dünya turu, bir gün yerel bir festivalde sunulan bir belgesel sayesinde gerçeklik kazandı. Farklı kültürleri tanımak, yeni insanlarla tanışmak ve dünyayı gözlemlemek için yola çıkmaya karar verdiler. Ancak, birçok gezginin karşılaştığı bir sorunla karşılaştılar: Gezi masraflarını nasıl karşılayacaklardı? İşte bu noktada, inekleri devreye girdi!
Çift, köyde besledikleri ineklerden elde ettikleri sütü satarak gezilerinin finansmanını sağlamayı başardılar. İneklerin sütü ile ürettikleri yoğurt, peynir ve diğer süt ürünleri, hem yerel pazarlarında yüksek rağbet görmekteydi hem de internet üzerinden fonlama yöntemleriyle yurtdışına geniş bir müşteri kitlesine ulaştılar. Böylelikle, sundukları ürünlerin geliri, onları dünya turuna çıkma hayalini gerçekleştirmeye teşvik etti. Gittikleri ülkelerde de yerel pazarlara analizler yaparak ürünlerini sundular ve küçük bir yan gelir elde ettikleri gibi, karşılaştıkları kültürler arasında bir köprü kurdular.
Yıldız çiftinin dünya seyahatine başlaması, 2007 yılına dayanıyor. Seyahat ettikleri ilk ülke ise Yunanistan oldu. Burada, güzel plajlarının yanı sıra tarihi dokusuyla da büyülenip, buradan aldıkları ilhamla yeni seyahat programları hazırlamaya başladılar. Bunu takip eden yıllar boyunca farklı ülkeleri keşfetme şansı buldular; İtalya’nın eşsiz mutfağından, Japonya’nın geleneksel kültürel yapısına kadar pek çok zengin deneyimi arka arkaya yaşadılar. Bütün bu süreçte, her ülkede hem gezip görmekle kalmayıp, girişimcilik ruhunu da besleyecek fırsatlarla karşılaştılar.
Ali ve Fatma, her ziyaret ettikleri ülkede sadece yerel lezzetleri tatmakla kalmadılar; aynı zamanda yerel ürünleri tanıtma fırsatını da buldular. Bunu yaparken, yalın bir yaşam tarzı benimseyerek en doğal ve geleneksel yöntemlerle süt ürünleri hazırlıyorlardı. Böylece sadece gezmenin ve yeni tatların peşinde koşmanın ötesine geçip, yerel çiftçilerin sürdürülebilir kalkınmalarına destek olmak için yerel pazarlarla iş birliği yaptılar. Bu süreç, gezilerinin amacı olan kültürel alışveriş ile birleşti ve gelişimlerine büyük katkı sağladı.
Ali ve Fatma Yıldız’ın 6 kıtada 40 ülke gezmesi, pek çok kişi için ilham verici bir hikaye haline geldi. Herkesin hayalindeki seyahati gerçekleştirebilmesi için verimli ve yaratıcı düşünmenin önemini artırdı. İneklerden elde ettikleri gelirle, kendi işlerini büyütme fırsatı buldular ve çiftçilik anlayışını dünya genelinde tanıtmayı başardılar.
Şu anda dünya turuna devam eden Yıldız çifti, gelecekte bu serüvenlerini daha sistematik hale getirmeyi planlıyor. Hem gezi deneyimlerini hem de inek yetiştiriciliği ile ilgili bilgilerini paylaşmak amacıyla bir blog ve YouTube kanalı açmayı düşünüyorlar. Bu platformlarda, hem gezdikleri ülkeleri hem de ineklerden elde ettikleri ürünleri tanıtarak yeni insanların ilham kaynakları olmayı umuyorlar. Ayrıca, sürdürülebilir yaşam ve tarım üzerine seminerler düzenlemeyi hedefliyorlar. Yıldız çifti, dünya üzerindeki herkesin doğayla uyumlu bir yaşam sürdürebilmesi adına örnek olma çabasını sürdüreceğinin altını çiziyor.
Nihayetinde, Ali ve Fatma Yıldız’ın hikayesi, yalnızca seyahat etme arzusunun değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir yaşamın mümkün olduğunu gösteren bir örnek teşkil ediyor. Onlar, sıradan bir hayatın ötesine geçerek, hem kendilerini hem de çiftçilik anlayışını dönüştürmeyi başardılar. Artık, dünya üzerindeki her noktada keşfine devam eden bu çift, sadece gezmekle kalmayıp, aynı zamanda insanlara ilham verecek bir yolculuğun da muştusunu veriyor.